Kardeşi olunca huyu değişti…

cocuklailgilihersey_133632063632

– Kardeşi olduktan sonra bütün oyuncaklarını tornavida ile bozdu. Huyu da çok değişti, yaramazlaştı.

Çocuk o güne kadar güzel güzel oynadığı oyun­caklarını neden bozsun? Bu bir işarettir, sinyaldir. İç dünyasında halledemediği bir sorun vardır. İçindeki bu sıkıntılı zorlayıcı durumu oyuncaklarını bozma şeklinde ifade etmiştir.

Ruhsal enerji katmanları arasında meydana ge­len bu çatışmalar şiddetlendiğinde, kişi çatışma çözü­cü savunma mekanizmaları ile duruma karşı koyma­ya çalışır. Savunma mekanizmaları sağlıklı olan her insanda vardır. Ve ruhsal çatışma halinde kişi farkın­da olmadan devreye girerler.

– Kardeşi olduktan sonra, çiş kaka sorununu çok­tan halletmiş olan 4 yaşındaki oğlum altına çişini ve kakasını yapmaya başladı. Çoktandır sütünü bardak­tan içerdi Şimdi hem su hem de sütünü biberondan iç­mek istiyor.

Yukarıdaki çocuk, kardeşinin doğumu ile birlikte özellikle annesinin ona olan ilgisini kaybetme korkusu yaşamaktadır. ‘Anneye bağlanma’ ve ‘obje kaybı’ teh­likesi önce bir bunaltı sinyali vermiştir. Çocuk oyun­caklarını bozmuştur. Aile bu sinyali anlamamış, bunu yaramazlık olarak nitelendirerek görmezden gelmiştir.

Çocuk, bu sefer, savunma mekanizmalarından biri olan gerilemeyi kullanarak şiddeti artmakta olan bu stresten kurtulmaya çalışmıştır. Gerileme savun­ma mekanizması; kişinin daha önce kazandığı geliş­me basamaklarında geri adım atması yani daha alt basamaklara inmesidir. Böylece çocuk daha önce ka­zandığı gelişme basamaklarında gerilemiştir. Yani ka­zandığı çiş kontrolünü kaybetmiş ve bardağı bırakıp biberona yani emmeye geri dönmüştür. Kısacası ge­rileyerek, küçülmüştür. ‘Ben de küçüğüm. Bana da kardeşime davrandığınız gibi davranın.’ demektedir.

Kaybolan tuvalet terbiyesi ve bardak kullanımı için, dayak dahil alacağınız hiçbir tedbir, dökeceğiniz hiçbir dil başarıya ulaşmaz. Ona, kardeşine davrandı­ğınız gibi de davranamazsınız. Çünkü küçük çocuğu­nuzla adeta yapışık yaşamanızı, onun her istediğini anında yapmanızı bizzat biz öğütledik. Öte yandan dört yaşındaki çocuğunuzun sizden bağımsız kendi yaşamı olmasını da yine biz öğütlüyoruz. O halde, bi­ri bebek, diğeri 4 yaşında iki çocuğa eşit davranamayacaksınız. Eşitsizlik kıskançlığı arttırmayacak mı? Bebeğin her an yanında olmanız büyüğü iyice zıvana­dan çıkarmaz mı? İkiz, üçüz olsalar bile durum bun­dan daha kolay olur. En azından ikiye üçe bölünür, üçte bir de olsa hepsine eşit davranarak, çocuklarınız arasında ayırım yapmama kuralına uymuş olursunuz.

Bu durumda, sizin yapmanız gereken; her fırsatı değerlendirerek büyük çocuğunuzu sevdiğinizi, onu asla bırakıp gitmeyeceğinizi kelimelerden çok davra­nışlarınızla ve somut objelerle ona aktarman izdir. Bu, ona uyumadan önce mutlaka masal anlatarak olabilir. Sık sık onun saçını okşayarak olabilir. Onunla minik bir sır paylaşarak olabilir. Bozulmuş oyuncağını canla başla tamir ederek olabilir. Kardeşi ile ilgilenirken on­dan yardım isteyerek, onsuz yapamayacağınızı ona hissettirerek olabilir. Onun yaşına uygun ona özel za­man ayırarak olabilir. ‘Ben tüm zamanımı çocuklarıma ayırıyorum, daha nasıl zaman ayırmamı öğütlüyorsunuz diyebilirsiniz. Çamaşırlarının temiz olması, üç öğün önlerinde yemek bulmaları, derli toplu bir evde yaşamaları çocuklar için bu bağlamda anlamlı değil­dir. Onlar annelerinin kendilerine özel ilgisini isterler. Şüphesiz ki çocuklar temiz bir ortamda ve iyi beslene­rek büyütülmelidirler. Ancak bu onlar için her şey de­mek değildir, onlar ruh sağlıklarını dengede tutmak için en az yemek yapmaya bulaşık yıkamaya ayırdığı­mız zaman kadar zaman ayırmalıyız.

Ama asla ‘Kakanı bir daha yaparsan, ben de böy­le yaparım.’ gibi gözdağı vererek; ‘Sen bebek misin ki sütünü biberondan içiyorsun?’ gibi onu aşağılaya­rak olmaz.’ Olmaz! Çünkü görmüyor musunuz o kü­çüldü ve o da bebek!

Leave a Reply